BELGEDE SAHTECİLİK SUÇLARINDA RESMİ BELGE ÖZEL BELGE AYRIMI

BELGEDE SAHTECİLİK SUÇLARINDA RESMİ BELGE ÖZEL BELGE AYRIMI

GİRİŞ

Toplumsal yaşamın düzeni ve sosyal hayatın devamı için hukuk toplumu tarafından kendilerine sonuç bağladığı mühür ,damga ,belge gibi unsurların varlığı ,hukuk devletinin gereklerindendir Bilhassa bazı belgeler ,üstlendikleri ispat vasıtası olma işleviyle hukuk düzeninde önemli bir yere sahiptir .Toplum tarafından    doğruluğuna ve geçerliliğine güven duyulan bu belgelerin hukuk düzenince korunması önem arz etmektedir .Bu belgelerin  mahiyetinin tespiti belgelerde sahteciliğe uygulanacak yaptırımın tespitinde önem arz etmektedir .İşbu nedende sahtecilik kavramı açıklanmış ,resmî belge -özel belge ayırımı üzerinde durulmuştur .

SAHTECİLİK KAVRAMI

Farsça kökenli olan sahte kelimesi bir şeyin aslına benzetilerek yapılan, düzme, düzmece, uydurma ,gerçek olmayan, yapmacık  anlamlarına gelmektedir. Arapça kökenli sahtecilik kavramı gerçeğin hileli davranışlarla  değiştirilerek  olduğundan farklı gösterilmesi ,gerçeğe aykırı yazı ,söz veya eylemin doğruymuş gibi öne sürülmesidir. Sahtelik; gerçek veya doğru olmama şeklinde beyanlar bakımından söz konusu olabileceği  gibi, sahih olmama şeklinde yazılar ,çeşitli nesneleler üzerinde meydana gelmiş de olabilir.

Sahtecilik ; kanıtlama vasıtalarında gerçekliğine inanılan ögeler değiştirilerek ya da bozularak elde edilen , gerçeğin olduğundan farklı gösterilmesi suretiyle başkasını aldatma maksadıyla kullanılan, aldatmaya elverişli  her türlü hile ve yöntemdir.

Sahtecilik kavramı doktrinde dar ve geniş anlamda olmak üzere iki ayrı şekilde ele alınmıştır. Geniş anlamda sahtecilik kavramının ;yazıyla ,sözle ya da eylemle gerçekleştirilen ,aldatma kabiliyeti önem arz etmeksizin Ceza Kanununda müeyyideye bağlanan tüm hileli davranışları kapsadığı ifade edilmiş  ,sahteciliğin bir amaç değil başka suçları işlemek için bir araç olduğu vurgulanmıştır. Dar anlamda sahtecilik ise toplum tarafından doğruluğuna inanılan ve toplumun güven duyduğu şey ve alametler üzerinde yapılan sahtecilikler dar anlamda sahteciliktir. Dar anlamda sahteciliği geniş anlamda sahtecilikten ayıran en önemli husus dar anlamda aldatmaya elverişli hileli davranışların  bir araç değil başlı başına amaç olmasıdır.

BELGEDE SAHTECİLİK SUÇLARI

Geniş anlamda sahtecilik suçları Türk Ceza Kanunu’nun İkinci Kitap Üçüncü Kısım Dördüncü bölümünde 197-212 maddeleri arasında “Kamu Güvenine Karşı Suçlar” başlığı altında düzenlenmiştir. Kamu güveni; hukuk düzeninin bir hukuksal olayı kanıtlama yeteneği tanıdığı ,hukuk toplumunda tesis edilen sistemin gereği olarak kendisine bağlanan hukuki sonuç nedeniyle toplumda doğru olduğu yönüne genel kanaat bulunan şey ve alametlerin sahtecilikten korunduğunu yönünde duyulan genel güvendir. Belgede sahtecilik suçlarında , toplum tarafından  belgeye dayalı hukuki ilişkinin doğruluğuna ve güvenilirliğine duyulan itimat  ,belgeye dayalı hukuki ilişkinin geçerli olduğu hususundaki güven korunmaktadır. Sahtecilik suçları ile toplumun inanma hakkı ve bireyin aldatılmama hakkı ihlal edilmekte, toplumun  itimadı zedelenerek kamusal zarar oluşmaktadır.   Sahtecilik suçlarının meydana gelebilmesi için sahteciliğin kasten yapılması, aldatma kabiliyetini haiz olması ,zarar olanak ve olasılığının bulunması özelliklerine sahip olması gerekir. Sahtecilik suçunun oluşması için somut bir zararın meydana gelmiş olması şart olmayıp zara doğma olasılığının bulunması yeterlidir.   Ancak unutulmamalıdır ki her sahtecilik eylemi değil, zarar doğuran ya da doğurma tehlikesi bulunan sahtecilikler cezalandırılabilir.  Suçun oluşabilmesi için ,suça konu belgenin hukuken korunmaya değer  olması gerekir ve bir belgenin hukuken korunmaya değer olup olmadığı değerlendirilirken zarar meydana getirme olasılığının var olup olmadığı araştırılmalıdır.

BELGE KAVRAMI

Belgede sahtecilik suçlarının ortak konusunu “belge “ oluşturmaktadır.Suçun konusu belge resmi belge olabileceği gibi özel belge de olabilir . Belge kavramı 765 sayılı mülga TCK ‘da tanımlanmadığı gibi 5237 sayılı TCK ‘da tanımlanmamıştır. Belge kelimesi dilimizde Arapça kökenli “evrak “ kelimesinin karılığı olarak kullanılmaktadır. Evrak(varaka) kelimesi varak kelimesinin çoğulu olup yazılı kağıtlar, yapraklar anlamına gelmektedir. Nitekim 765 sayılı mülge TCK’da evrak(varaka )terimi kullanılmış olup,5237 sayılı yeni TCK’da resmi belgede sahtecilik suçunun düzenlendiği 204.madde hükmünün gerekçesinde de belgenin ,evrak kelimesinin karşılığı olarak düzenlendiği ve yazılı kağıt anlamına geldiği ifade edilmiştir.

TCK’da belgenin tanımı yapılmadığından belge kavramının kapsamı doktrin ve yargı kararlarıyla şekillenmiş, yazılı evrakın belge niteliğine kavuşabilmesi için taşıması gereken özellikler konusunda doktrinde farklı görüşler ileri sürülmüştür. Doktrindeki tanımlar çerçevesinde belge; belli bir kişi tarafından yapılan hukuki sonuç doğurmaya elverişli irade beyanını içeren ,hukuki ilişki veya vakıayı yansıtan , hukuki bir değeri ve delil niteliği bulunan yazılı evraklardır .Nitelim TCK 204.madde gerekçesinde de yazının bir irade beyanını ihtiva etmesi gerektiği , bu irade beyanının belli kişi veya kişilere izafe edilebilir ve anlaşılabilir nitelikte olması  ve içeriğinin hukuki bir kıymet taşıması, hukuki sonuç doğurmaya elverişli olması gerektiği vurgulanmıştır. Yargıtay Ceza Genel Kurulu      konuya ilişkin  10.03.2020 tarih, 2016/608 Esas 2020/167 sayılı kararında ,sahtecilik suçlarının hukuki konusunun  kamu güveni olduğu, belgelerin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi, gerçek bir belgeye eklemeler yapılması, tamamen veya kısmen değiştirilmesi eylemlerinin kamu güvenini sarstığı kabul edilerek suç olarak düzenlendiğini ifade etmiş sahteciliği konu edilen belgenin ;yazılı olma ve hukuki değer taşıyan bir içeriğinin bulunma niteliklerine sahip olması gerektiğini,hukuki değer taşımayan yazının belge olarak kabul edilemeyeceğini  , yazılı bir evrakın belirli bir fikri veya maddi bir olayı içermesi tek başına belge olması için olmadığını ve bu yazının delil olarak kullanılabilir olması gerektiğini  belirtmiştir.(Erman/Özek, Kamu Güvenine Karşı İşlenen Suçlar, s.306. ) .  Delil değerinden yoksun (hukuken anlamı olmayan bir yazıyı içeren) yazılı bir kağıt üzerinde yapılacak değişikliğin, herhangi bir zarar olasılığı da olmadığından, eylem sahtecilik olarak kabul edilemeyeceği ifade edilmiştir.

BELGENİN UNSURLARI

1-YAZILI OLMA

Yazı; irade beyanının yazı ile cisimleştirilmesi ,olay veya olgunun anlaşılır bir işaretle ifade edilmesidir. Yazının Türkçe olması zorunlu olmadığı gibi alfabetik işaretleri içermesi de şart değildir bir irade beyanını ifade etmeye elverişli olması yeterlidir. Yazı ,yaşayan ya da ölü bir dilde yazılabileceği gibi gizli bir dile ait işaretlerin kullanılması da mümkündür. Ancak hangi dilde yazılmış olursa olsun , yazının okunabilir ve anlaşılır olması zorunludur .Okunamayan yazının içeriğindeki irade beyanı anlaşılamayacağından bu yazının belge olarak kabulü mümkün değildi. Yazılı belge, Ceza Hukukundaki diğer ispat vasıtalarından farklı olarak ,kanunda veya taraflar arasında bulunan düzenleme nedeniyle tek başına ispat vasıtası olarak kullanılabilme vasfını haizdir.  Yazının belli bir vasıta üzerine aktarılarak  cisimleştirilmiş olması şarttır. Bu nedenle beyanı teknik olarak kaydeden cihazlarda depolanan veriler belge değildir.  Yazının taşınır bir şey üzerine yazılması gerekip gerekmediği hususu doktrinde tartışmalıdır. Bir kısım yazarlar yalnızca taşınabilir şeyler üzerinde bulunan yazıların belge niteliği taşınabileceğini ifade ederken ,taşınmaz üzerinde bulunan yazıların belge niteliği taşımasının önünde herhangi bir engel olmadığını savunan bir görüş de mevcuttur. Yargıtay 11.Ceza dairesi bazı kararlarında ,evrakta sahtecilik suçlarının konusunu oluşturan belgenin ;taşınabilir bir şey üzerine yazılıp da hukuki hüküm ifade eden bir olayı kanıtlamaya yarayan yazı olduğunu ifade etmiştir.

2-HUKUKİ BİR DEĞER TAŞIYAN,HUKUKİ SONUÇ DOĞURMAYA ELVERİŞLİ BEYAN İÇERME

Yazılı evrakın belge olarak kabulü, hukuki değer taşıması ,hukuki sonuç doğurmaya elverişli olması hâlinde mümkündür. Yazı,hukuki sonuç doğurmaya elverişli  irade beyanı içermesi ,hukuki değeri bulunan  olayın aktarımını sağlaması  veya bir hukuki ilişkinin varlığı ya da yokluğunu ispata uygun olması hâlinde belge niteliği taşır.Doğrudan hukuki sonuç doğurmaya elverişli  irade beyanını içeren veya bir konuda delil olmak amacıyla düzenlenen ilam,sözleşme gibi belgeler  “mahsus belge ” olarak nitelendirilmiştir.Doğrudan bir hukuki ilişkiyi ispat ya da teşvik amacıyla düzenlenmeyen belgelerin delil niteliği taşıyıp taşımadığı ise kanun, örf ve adet,taraflar arasındaki anlaşmalar göz önünde bulundurularak değerlendirilmelidir.Bu tür belgeler” tesadüfi belge “olarak nitelendirilir.     Delil değeri bulunmayan yazının belge değerini taşıması mümkün değildir. Belirtmek gerekir ki ahlaka aykırı belgeler, onaylanmamış belge suretleri belgede sahtecilik suçunun konusu olamaz . Hukuken geçerli olmayan belgelerin sahtecilik suçunun konusu olup olamayacağı hususu doktrinde tartışmalıdır. Hükümsüzlüğün türüne göre değerlendirme yapılması gerektiğini ve geçersiz belge hakkında iptal kararı verilinceye kadar belgenin sahtecilik suçuna konu olabileceğini savunan bir görüşün yanında belgenin geçersiz olmasının yazının belge niteliği taşımasını etkilemediğinden bazı zararlara yol açma ihtimali bulunduğundan  sahtecilik suçuna konu olabileceğini savunan yazarlar da mevcuttur.

3-DÜZENLEYENİN BELLİ OLMASI

Yazının hukuki değer ihtiva etmesi için kimin adına düzenlendiğinin  belli olması gerekir  5237 sayılı TCK’nın 204. maddesinin gerekçesinde bu durum ; ‘’… yazının belli bir kişiye veya kişilere izafe edilebilir olması gerekir. Ancak, bu kişilerin gerçekten mevcut kişiler olması gerekmez. Bu itibarla, gerçek veya hayali belli bir kişiye izafe edilemeyen yazılı kağıt, belge niteliği taşımaz. Kağıt üzerindeki yazının belli bir kişiye izafe edilebilmesi için, bu kişinin ad ve soyadının kağıda eksiksiz bir şekilde yazılması ve kağıdın bu kişi tarafından imzalanmış olması şart değildir.’’ şeklinde ifade edilmiştir. Gerekçeden anlaşılacağı üzere belge ,hayali bir kişiye izafe edilmiş dahi olabilir. Belgenin düzenleyeninin belirlenmesinde temel kriter imza olmakla  birlikte mevzuatda imzanın şart olarak düzenlediği haller dışında   isim ve soyismin yer alması yeterli olup imzanın bulunması şart değildir. Bu nedenli kime izafe edileceğianlaşılamayan anonim nitelikteki yazılar belge değildir.

BELGE TÜRLERİ

TCK ‘nın belgede sahtecilik suçlarına konu olarak düzenlediği belgeler ,resmi belge,resmi belge hükmünde belge ve özel belge olarak üçe ayrılır.

1-Resmi Belge

Kanıt gücü kendi aralarında farklılık gösterse de resmi belgeler,özel belgelere oranla yüksek kanıt gücüne sahip bulunması ve kanunun idari işleyişini ihlal niteliği taşıması nedeniyle sahteciliğe konu olduklarında işlenen suç ,TCK ‘da daha ağır yaptırımla düzenlenmiştir.Bu itibarla özel belgede sahtecilik suçu bakımından aranan belgenin kullanılması koşulu ,resmi belgede sahtecilik suçunda aranmamış ,sahte belgenin işlenmesi suçun sübutunda yeterli görülmüştür. Bir belgenin resmi belge olarak nitelendirilebilmesi için taşıması gereken unsurlar şunlardır ;

-Belge ,kamu görevlisi tarafından düzenlenmiş olmadır. 5237 sayılı TCK 6 ncı maddesinde kamu görevlisi “kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişi”olarak tanımlanmıştır. Bu tanıma ilaveten özel kanun hükümleri gereğince kamu görevlisi sayılan kişilerce düzenlenen belgeler de gerekli koşulları taşıması hâlinde resmi belge niteliğini taşıyabilir . Kamu görevlisi tarafından düzenlenmeyen belgenin resmi belge olarak kabulü mümkün değildir .

– Belge kamu görevlisinin görevi gereği düzenlenlidir.Kamu görevlisinin göreviyle ilgisiz ya da yetkisini aşarak düzenlediği belge resmi belge niteliği taşımayıp, ancak özel belge olarak tasnif edilebilir .

– Belge ,öngörülen usul ve şekil şartlarına uygun olarak düzenlenmiş olmalıdır.  Belge ,kamu görevlisince gerekli usuli işlemlerin tamamlanmasıyla resmi nitelik kazanır .

Belirtilen şartları taşıyan belgeler resmi belge olarak nitelendirilir.Resmi belgeler ispat gücü bakımından “sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli olan resmi belge “ ve “aksi sabit oluncaya kadar geçerli resmi belge “şeklinde ikiye ayrılır. Noter senetleri gibi sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli olan resmi belgede sahtecilik hâli TCK’da cezada artırım sebebi olarak düzenlenmiştir. Nitekim bu belgeler,ispat gücü yüksek belgelerdir.

2-ÖZEL BELGE

Hukuki sonuç doğurmaya elverişli yazılı evrakın kamu görevlisi olmayan kişilerce düzenlenmesi hâlinde özel belge söz konusu olmaktadır .Nitekim özel belge,belge olma niteliğini taşıması için gerekli unsurlara sahip olup,resmi belge olarak nitelendirilmeye elverişli şartları taşımayan belgelerdir. Resmi belge olması amacıyla düzenlenmiş bir belgenin zorunlu şekil şartlarını taşımadığı için bu niteliği kazanamamış olması halinde yazılı belgenin özel belge olarak kabul edilmesi gerekir Özel belgede sahteciliğin suç teşkil edebilmesi için belgenin sahte olarak düzenlenmesinin yanında belgenin kullanılması da gerekir.

3-RESMİ BELGE HÜKMÜNDE BELGE

Özel belge niteliği taşıyan bazı belgelerde TCK’da resmi belge hükmünde görülmüş ,bu özel belgelerde sahteciliğin resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı düzenlenmiştir. TCK Madde 210 hükmünde;

“Özel belgede sahtecilik suçunun konusunun, emre veya hamile yazılı kambiyo senedi, emtiayı temsil eden belge, hisse senedi, tahvil veya vasiyetname olması halinde, resmi belgede sahtecilik suçuna ilişkin hükümler uygulanır.

Gerçeğe aykırı belge düzenleyen tabip, diş tabibi, eczacı, ebe, hemşire veya diğer sağlık mesleği mensubu, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Düzenlenen belgenin kişiye haksız bir menfaat sağlaması ya da kamunun veya kişilerin zararına bir sonuç doğurucu nitelik taşıması halinde, resmi belgede sahtecilik hükümlerine göre cezaya hükmolunur.”

düzenlemesine yer verilmiş ,ticari hayatta önemli yer tutan emre veya hamile yazılı kambiyo senedi, emtiayı temsil eden belge, hisse senedi, tahvil resmi belge hükmünde sayılmış,görevleri gereğiyle düzenledikleri belgelerin önemi ve duyulan güven nedeniyle tabip diş hekimi gibi meslek gruplarınca düzenlenen belgelerin resmi belge hükmünde  olduğu düzenlenmiştir.

SONUÇ

Kamu görevlisi tarafından görevi ile ilgili olarak usulüne uygun düzenlenen belgeler resmî belge olarak nitelendirilir .Belgenin resmî belge olması ,belgenin ispat gücünü ve belgeye duyulan güveni artırdığım resmî belgede sahtecilik suçu bakımından TCK ‘da daha ağır yaptırımlar düzenlenmiştir .Bu nedenle resmî belge -özel belge ayrımı önem arz etmektedir .

KAYNAKÇA

Dr. M. Yasin ASLAN, “Türk Ceza Kanunu’ndaki Düzenlemeler Kapsamında Geniş Anlamda Sahtecilik Suçları”, 2015/2 ,Ankara Barosu Dergisi

Hasan Tahsin Gökcan, “Resmi Belgede Sahtecilik Suçu “,Ankara Barosu Dergisi Sayı:3, 2009

SONGÜL YENİGÜN,” Türk Ceza Kanunu’nda Resmi Belgede Sahtecilik Suçları”, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Hukuku Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi